Başarılı ve Mutlu Bir Yaşamın Formülü: SMART Hedefler ve Değişim Cesareti
Uzun zamandır olduğum yerde sayıyorum!
Kendimi tekrar etmeye başladım!
İşimden ve/veya yaşamımdan memnun değilim!
Daha iyisini hak ediyorum!
Aklınızda bu ve benzeri cümleler uçuşup duruyor; ruh halinizi, işyerindeki performansınızı ve özel yaşamınızı etkiliyor, harekete geçmek istiyorsunuz ama bir şeyler sizi engelliyorsa bir yerde yanlış yapıyorsunuz demektir!
Yaşam, bir hedef belirleme sürecidir…
Doğduğumuz andan başlayarak yaşamımızı sürdürebilmek için kendimize birtakım hedefler koyar ve onlara ulaşmaya çalışırız. Bu hedeflerin bir kısmı yeme, içme, hayatta kalma gibi içgüdüsel ihtiyaçlarımızı gidermeye yönelik olurken; bir kısmı ise bizi “olduğumuz kişi”den “olmak istediğimiz kişi”ye götürecek yol haritasını oluşturan spesifik aksiyon planlarını içerir.
İş, okul ya da özel yaşamımızda varmak istediğimiz hedefe ilerlerken çeşitli seçimler yapmak ve çeşitli kararlar almak durumunda kalırız. Belirli bir yaşa kadar ebeveynlerimiz bizler yerine kararlar verir ve elbette bu kararların sonuçlarından onlar sorumlu olurlar. Ancak, yaş aldıkça ve karakterimiz oturmaya başladıkça kendi seçimlerimizi yapmaya, kendi hedeflerimizi belirlemeye ve yaşamımızı şekillendirmeye başlarız. Artık, yaptığımız seçimlerin ve aldığımız kararların sorumlulukları kendimize aittir. Başarı da başarısızlık da bizimdir.
Verdiğimiz kararlar ve varmayı amaçladığımız noktaya doğru yürürken aldığımız aksiyonlar, bizi olmak istediğimiz yere ulaştıracak köprülerdir. Bu köprüleri ne kadar sağlam temeller üzerine inşa edersek hedefimize o kadar emin adımlarla ilerleriz.
Geleceğimizi planlarken isteklerimiz ve hayallerimiz elbette başroldedir ancak istemek ve hayal etmek tek başına yeterli olmaz. Eğitim düzeyimiz, potansiyelimiz, yeteneklerimiz, yetkinliklerimiz, sahip olduğumuz olanaklar ve karşılaşabileceğimiz olası durumlar gibi kritik aktörleri de hesaba katarak:
- Kendimize akılcı (S.M.A.R.T.) hedefler belirlememiz ve
- Değişim cesaretine sahip olmamız,
doğru seçimler yapmamızı ve yerinde kararlar almamızı sağlayacaktır.
Nedir S.M.A.R.T. Hedef?
Dünya “SMART Hedef” kavramıyla, Kurumsal Planlama Uzmanı Dr. George Doran’ın, Kasım 1981’de kaleme aldığı “There’s a S.M.A.R.T. Way to Write Management’s Goals and Objectives” isimli makalesi sayesinde tanıştı.
Doran’ın geliştirdiği bu kavrama göre, bir hedefin S.M.A.R.T. olabilmesi:
Measurable (Ölçülebilir)
Achievement (Ulaşılabilir, Başarılabilir)
Realistic (Gerçekçi)
Time-Bound (Zamana Dayalı, Süreli)
olarak adlandırılan beş kriteri sağlamasına bağlıdır.
Doran’a göre, “ölçülemeyen hedef, hedef değildir.” Hedeflerimizi belirlerken önce onu net olarak tanımlamamız ve ulaşılabilirliğini analiz etmemiz gerekir. Böylece, eğer belirlediğimiz hedef ulaşılabilir ya da makul görünmüyorsa ya bu hedefe ilişkin başka bir yol haritası belirleyerek veya yeni ve ulaşılabilir bir hedefe odaklanarak yolumuza devam edebiliriz.
SMART Analiz ile Hedefimize Nasıl Ulaşabiliriz?
Bunu basitçe açıklamak gerekirse;
Örneğin, son yıllarda kilo alan ve tekrar eski formuna kavuşmak isteyen bir kişinin SMART analiz ile bunu nasıl başarabileceğine bakalım:
Kişinin İsteği : Kilo verebilsem ve eski formuma kavuşabilsem.
Kişinin Hedefi: Makul bir zamanda fazla kilolarımdan kurtulmalıyım.
Hedefi belirledikten sonra sıra adım adım SMART Analizi yapmaya geldi.
Sonuç: Kişi “ 4 ayda 8 kilo verme” hedefine başarıyla ulaşıp eski formuna kavuşuyor.
İstekler, Hayaller ve Hedefler Arasındaki İnce Çizgi
İstemek ya da hayal etmek, hedeflemek anlamına gelmez. Çoğu zaman istekler ve hedefler birbirinden ayırt edilemez ancak, istek ve hedef arasında ince bir çizgi vardır. Bir isteğin hedef haline gelebilmesi için o istekle ilgili harekete geçmek gerekir. Hiçbir şey yapmadan sadece düşleyerek istediklerinize ulaşamazsınız. İstediğiniz şey her ne ise onu hedefiniz haline getirmek için iyi analiz etmeli, ona ulaşmak için doğru bir planlama yapmalı ve kararlılıkla çalışmalısınız. Elbette hedefinize doğru ilerlerken yolunuza bir takım engeller çıkacak ve alışmış olduğunuz rutinin dışında sizi zorlayabilecek bir takım aksiyonlar almanız gerekecektir. Ancak, eğer değişim cesaretine sahipseniz ve zihinsel olarak hedefinize ulaşmaya odaklandıysanız hepsinin üstesinden gelecek bir yol mutlaka bulacaksınız.
Değişim Cesareti
Başta da değindiğimiz gibi:
- Uzun zamandır olduğum yerde sayıyorum!
- Kendimi tekrar etmeye başladım!
- İşimden ve/veya yaşamımdan memnun değilim!
- Daha iyisini hak ediyorum!
gibi düşüncelere sahipseniz ama bir türlü harekete geçemiyorsanız; muhtemelen bu memnuniyetsizlik sürecinde birçok kez kendinize bazı hedefler belirlemiş ancak, her seferinde onlardan vazgeçmişsiniz demektir. Peki bu vazgeçişlerin ve yerinde saymaya devam edişlerin sebebi yeterli değişim cesaretine sahip olmayışınızdan kaynaklanıyor olabilir mi?
Örneğin; yıllardır terfi almayı bekliyorsunuz ama alamıyorsunuz. Beklemekten usandınız ve birkaç kez iş aramaya karar verdiniz. Hatta kariyer sitelerinde yer alan özgeçmişinizi güncelleyip başvurularda bulundunuz, mülakatın ardından iş teklifi de aldınız ama iş ciddiye bindiğinde bir türlü “mutsuz olduğunuz” işyerinden ayrılıp bu teklifi kabul etmeyi göze alamadınız.
Bu durumda aklınızdan büyük olasılıkla şu cümleler geçiyor:
“Yeni bir iş, yeni görevler, yeni insanlar, yeni çevre… Şimdi hiç bilmediğin bir yere git, hiç tanımadığın insanları tanımaya, aşina olmadığın bir kurum kültürüne ayak uydurmaya çalış, sana yüklenecek sorumlulukların altından kalkmak için işe adapte olmaya uğraş… Kısacası, her şeye sıfırdan başla! Oysa burada öyle mi? O kadar emek verdim, çaba harcadım. Artık her şeyi gözüm kapalı yapıyorum, herkesi gözüne bakınca ne yapacağını anlayacak kadar iyi tanıyorum. Biraz daha bekleyeyim elbet emeklerimin karşılığını alırım.”
Aslında sizin de bildiğiniz gibi bunlar, kendinizi telkin etmek; hedefiniz için attığınız ilk ve en önemli adımdan geri dönmek için kendinizce ürettiğiniz bahaneler. Çünkü bir anda yıllardır alıştığınız, benimsediğiniz konfor alanınızın dışına çıkmak size ürkütücü geliyor. Orada yerinizde saymaya ve mutsuz çalışmaya devam edeceğinizi bildiğiniz halde, içten içe “değişimden korkuyorsunuz.”
Ama hatırlamanız gereken bir nokta var ki;
“Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edemezsiniz!”
Hedefinize ulaşma sürecinde bir takım alışkanlıklarınızdan vazgeçmenizi, sevdiğiniz birçok şeyi bir kenara bırakmanızı, yeni alışkanlıklar edinmenizi, yeni çevrelere girmenizi ve aşina olmadığınız konularda çalışmanızı gerektirecek durumlarla karşılaşabilirsiniz. Bu gibi yabancısı olduğunuz durumlarda kişilere, olaylara ve ortama uyum sağlamak; olan biteni anlayabilmek için belki de bakış açınızı ve zihinsel modelinizi değiştirmeye ihtiyacınız olabilir.
Belirlediğiniz hedefe ulaşmak için: yeteneklerinizin, potansiyelinizin, başarabileceklerinizin farkında olmalı; bu farkındalık ile iyi bir aksiyon planı hazırlamalı; kendinizi motive etmeli ve sıklıkla durum değerlendirmesi yapmalısınız. Böylece, sizi hedefinize yaklaştıran her bir adımı başarıyla geçtiğinizde yeteneklerinizi keşfederek ve yeni şeyler öğrenerek kendinize olan güveninizi tazeleyebileceksiniz. Değişim cesaretinizi ve yeni şeyler keşfetmenin sizi ne kadar iyi hissettirdiğini görebileceksiniz.
Zihinsel modelinizi değiştirmek size iş ve sosyal yaşamınızdaki engelleri aşmak, olaylara farklı bir bakış açısı ile bakmak, göremediğinizi görmek gibi konularda büyük faydalar sağlayacaktır. Değişim cesaretinizi tazelemek istiyorsanız, Yoram Jerry Wind ve Colin Crook‘un ortaklaşa kaleme aldıkları “İmkansızı Düşünmek” isimli kitabı okumanızı şiddetle öneririm.
Sizi hedefe ulaştıran en önemli faktör şansınız değil; aldığınız kararlar, yaptığınız seçimler ve attığınız kararlı adımlardır…
Faydalı olması dileğiyle…
Füsun ÖZÜLKE
(*) Bu yazı eş zamanlı olarak Remedy HR Blog‘da da yayınlanmaktadır.
İnsan kaynakları süreçlerine dair çözümleri, alanında yetkin İK profesyonellerinin yazıları ve daha fazlası için Remedy HR’ı ziyaret edebilirsiniz.