OECD İş Kalitesi Raporu

Günümüz çalışma yaşamında dengeler dengesizlik üzerine kurulu. İçinde bulunduğumuz iş hayatına baktığımızda; refah düzeyi, yaşam standardı, gelir seviyesi, çalışma ortamı, iş yükü gibi konularda aynı görevde çalışanlar arasında dahi büyük uçurumlar olduğunu görüyoruz. OECD, bu uçurumların ne boyutta olduğunu tespit edebilmek amacıyla çalışma hayatı ile ilgili bir araştırma yaptı. Geçtiğimiz ay yayımlanan araştırma ile Ülkemiz de dahil olmak üzere, OECD üyesi 45 ülkenin “iş kalitesi” değerlendirildi.

1İş Kalitesi Raporu(1) ile;

  • İş Güvencesi
  • Kazanç Kalitesi
  • İş Gerginliği

kriterlerinden oluşan bir skalada ülkelerin durumu ölçüldü.

    • İş Güvencesi Kriterlerini : İstihdam piyasasının güvenilirliği, çalışanların işlerini kaybetme riski ve işsizliğin çalışana maliyetleri.
    • Kazanç Kalitesi Kriterlerini : Çalışanların refah durumu, gelir seviyeleri, yaşam standartları ve ülkedeki gelir dağılımı dengeleri.
  • İş Gerginliği Kriterlerini ise; Ortalama çalışma süreleri, çalışma koşulları, iş ortamının ergonomisi, çalışan ilişkileri, çalışan hakları, sosyal ve yan haklar, işin yapılma şekli, işin yapılması için çalışana sağlanan imkanlar ile iş yükü dağılımındaki adalet oluşturdu.

Çıkan sonuçlar Ülkemiz açısından olumlu görünmüyor. Peki Türkiye nerede?

OECD İŞ KALİTESİ RAPORU ve TÜRKİYE

İş kalitesinin en yüksek olduğu ülkeler: Avustralya, Avusturya, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Lüksemburg, Norveç ve İsviçre. Ülkemiz ise; Estonya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Polonya, Portekiz, Slovakya ve İspanya ile birlikte iş kalitesinin üç boyutunun ikisinde veya tümünde görece kötü ülkeler arasında yer alıyor.

Kazanç Kalitesi Açısından:

333 OECD ülkesi arasında Ülkemiz, satın alma gücü paritesine göre brüt saatlik ortalama kazanç sıralamasında son sıradaki Meksika’nın önünde, sondan ikinci sırada yer alıyor.

  • Meksika’da çalışan bir işçinin saatlik ortalama brüt ücreti : 3,94 USD.
  • Türkiye’de çalışan bir işçinin saatlik ortalama brüt ücreti : 5,61 USD.
  • İlk sıradaki Lüksemburg’da çalışan bir işçinin saatlik ortalama brüt ücreti ise tam : 29,8 USD.

İşsiz Kalma Riskinde:

4Ülkemiz %10 ile OECD ülkeleri arasında en riskli 6. ülke.

  • En riskli ülke %37 ile Yunanistan,
  • İkinci sırada %35 ile İspanya,
  • Üçüncü sırada %17,5 ile Portekiz bulunuyor.
  • Dördüncü sıradaki İtalya’da bu oran %16 olurken,
  • Beşinci sıradaki Slovakya’da ise %14 olarak hesaplanıyor.

İş Gerginliği’nde 1 Numarayız!

Rapordaki verilere iş gerginliği açısından bakıldığında birinciliği kimselere kaptırmıyoruz. Türkiye, iş gerginliğinde %76,21 ile ilk sırada. Bu oranı oluşturan çalışanlar işyerinde kendilerinden istenen iş, görev ve sorumlulukları yerine getirmekte zorluk çekiyor. Ülkemizde işçilerin %45,35’i çalışırken “zaman baskısı”na maruz kalıyor. Çalışanların %1,4’ü fiziksel sağlık sorunları riski ile karşı karşıya. Çalışanların %75,53’ünün iş özerkliği ve öğrenme imkanlarına; %56,93’lük kesimin işyeri ilişkilerine sahip olduğu belirtiliyor ama bu durum gergin bir çalışma yaşamı içinde olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor.

İş gerginliğinde Ülkemizin ardından;

    • %65,6 ile Yunanistan ikinci,
    • %54 ile Fransa üçüncü,
    • %53 ile Portekiz dördüncü,
    • %51 ile Slovakya ve Finlandiya beşinci,
    • %50 ile Slovenya altıncı,
    • %49 ile Almanya yedinci sırada bulunuyor.
  • İş gerginliği en düşük ülkeler ise; %25,11 ile Danimarka, %26,30 ile İsveç ve %29 ile Norveç.

Göze Çarpan Diğer Detaylar:

2Rapora göre:

  • İstihdam, kazanç ve iş güvencesinde pastadan en az pay genç çalışanlara ve vasıfsız işçilere düşüyor. Bu durum genç ve vasıfsız iş gücünün yüksek iş stresi yaşamasına; düşük motivasyon, düşük performans ve düşük başarı oranı ile çalışmasına neden oluyor.
  • Geçtiğimiz 10 yıllık süreçte iş sayısı ile birlikte iş kalitesinin de bir hayli düştüğü gözlemleniyor. 2008 Ekonomik Krizi sonrası, kazanç kalitesi OECD ülkelerinin üçte ikisinde ve özellikle İngiltere ile Yunanistan’da ciddi bir düşüş gösterdi.
  • İş güvencesi konusunda İspanya ve Yunanistan başta olmak üzere, OECD ülkelerinin büyük bölümü olumsuz bir seyir izledi.
  • Çalışma koşullarının kalitesi farklılıklar gösterdi. Bazı ülkelerde çalışma koşulları kriz sonrası kötüleşirken bazılarında ise işini kaybetmeyenler çalışma koşullarında sınırlı da olsa düzelme yaşadı.
  • Yunanistan işsizlikte çarpıcı bir artış yaşarken; buna bağlı olarak kazanç kalitesi ve iş güvencesi büyük oranda düştü.
  • Almanya ise krizle birlikte terse bir seyir izleyerek; istihdam oranlarını ve iş kalitesi standartlarını yükseltti.

Bu rapor neyin doğru ve neyin yanlış yapıldığını görmek; olumlu gelişmeler bakımından üst sıralarda yer alan ülkeleri analiz ederek, Ülkemiz iş gücünün çalışma koşullarını ve yaşam standartlarını yükseltebilmek açısından büyük ipuçları içeriyor. Çalışanlarından yüksek performans, çatışmadan uzak, sorunsuz ve verimli bir çalışma temposu bekleyen işletmelerin raporu iyi analiz ederek ve doğru okuyarak; gerekli düzenlemeleri yapması, tedbirleri alması ve iş süreçlerinde yapılması gereken iyileştirmeleri hızla hayata geçirmesi önemli.

Rapor incelediğinde insanın aklına ister istemez Charlie Chaplin’in kült filmi “Modern Zamanlar”(2) geliyor. Kapitalist dünyaya müthiş bir eleştiri niteliği taşıyan bu sessiz filmde, Chaplin canını dişine takarak hiç durmadan çalışan bir işçiye hayat veriyor. Modern zamanların yoğun ve karmaşık temposuna ayak uydurmakta güçlük çeken iyi niyetli ve samimi bu işçi; iş yaşamının yanlışlıklarına, “iş gerginliği”nin neden olduğu olumsuzluklara ve “iş kalitesi”nin önemine mizahi bir dille tercüman olmuş. Filmin 1936 yapımı olduğu düşünüldüğünde; o zamanlardan şimdiye iş yaşamında birçok şeyin aslında nasıl da yerinde saydığını görüyoruz. Bu da demek oluyor ki, birçok aksaklık ve eksiklik makyajlanıyor, üstü kapatılarak geçici çözümlerle sorunlar geçiştiriliyor. Ancak, zamanla büyüyerek daha fazla sorunu da beraberinde getiriyor.

Unutulmamalı ki  işletmeler, yasalar ve hükümetler nezdinde doğru aksiyonlar alabilen ülkelerde; kazanan yalnızca çalışanlar olmuyor. Çalışan haklarının korunması ve iş gücüne gereken değerin verilmesi ile birlikte toplumun refah seviyesi, yaşam standardı ve çalışma koşulları gelişiyor. Çalışanların yüksek motivasyon ve tam performans ile işletme ve ülke ekonomisine katma değer yaratması sağlanıyor. Böylelikle toplumda; ekonomik istikrar, refah ve huzur havası hakim oluyor. Yaşam kalitesi yükseliyor ve böyle ülkeler her geçen gün gelişmeye devam ediyor.

Ekonomik istikrarın sağlandığı, işgücü devir ve işsizlik oranlarının minimumda seyrettiği, müreffeh, çağdaş ve huzur dolu bir Türkiye dileğiyle,

Füsun ÖZÜLKE

(1) OECD İş Kalitesi Raporu 

(2) Modern Zamanlar Filmi

Füsun Özülke

Comments are closed.

error: Content is protected !!